Haber Arşivi 1/7/2014
EDHEC 2014
Bu sene 46.sı
Fransa Les Sables d’Olonne’da düzenlenen EDHEC Üniversiteler Arası Yelken
Yarışı’na katılan Sabancı Üniversitesi Yelken ve Denizcilik Kulübü Su-Sail,
yarışları tamamlayıp geri döndü. Yarışa ilk kez
katılan Su-Sail, J80 One-Design sınıfında ‘‘Uluslararası’’ kategoride 2.,
genelde 38 tekne arasında 16. olarak bu sene yarışta yer alan tek Türk ekip
oldu.
3000 öğrencinin
katılımıyla gerçekleşen EDHEC Yarışı, bu sene adını Vendee Globe’dan
bildiğimiz, Fransa’nın Les Sables d’Olonne şehrinde gerçekleşti. Les Sables
d’Olonne’da marinanın bulunduğu Port Olona’ya büyük bir yarış köyü kurulmuş, ve
organizasyonun tümü EDHEC öğrencileri tarafından üstlenilmişti. Çoğunluğunu
Fransız öğrencilerinin oluşturduğu katılımcılar arasında yurtdışından Oxford, Georgetown,
Tufts, HEC Lausanne gibi önemli okullar da yer aldı.
25 Nisan – 3
Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek yarışa katılabilmek için vize, uçak
biletleri, araba kirası, sınavlar gibi ekonomik ve bürokratik engellerle
uğraşırken vizelerin geç çıkması sebebiyle 26 Nisan’da Paris’e uçtuk. Buradan
kiraladığımız arabayla yola devam ettik ve 480km olan Paris – Les Sables d’Olonne
yolunu bir hız cezası yiyerek de olsa tamamladık.
Enes Çaylak,
Berk Efe, Mert İşssever, Can Berk Sansoy ve Oya Tekbulut’tan oluşan ekibimiz,
338,6kg olan maksimum ekip ağırlığının üstünde olduğu için 4 kişi yarışacaktık.
Bu bize değişen rüzgar şiddetine göre tekne üstündeki ağırlığı azaltma ve bir
sakatlanma durumunda yedekli olarak yarışma imkanını sağladı.
Yarış
Günlüğü:
26 Nisan: Yarış
köyüne vardık, kayıt işlemleri, ekibin tartılması, tekne teslimi gibi işlemleri
halledip, dinlenmek için bungalovumuza çekildik. Akşam her gün olacak
partilerin ilki olan büyük açılış partisine katıldık.
27 Nisan:
Takvimde antrenman yarışlarının yapılması planlanıyordu ancak havanın 55
knotları göstermesiyle antrenmanlar iptal edildi, rüzgarın gittikçe etkisini
arttırmasıyla, yarış köyü güvenlik sebebiyle boşaltıldı. Bizler de bugünü Les
Sables d’Olonne’u gezerek geçirdik.
28 Nisan: Önceki
günün rüzgarından kalan dalgalar 4-5 metre civarındaydı, hava ise 20 knotlara
düşmüştü. Yarıştan önce zaman az da olsa balon basıp birkaç kavança attık ve
pupadaki görev dağılımına karar verdik. Tek yarış yapılan bu günde ön grubun
hemen arkasından 11. olarak finiş verdik.
29 Nisan: İlk
yarışta orsa şamandırasına çarptık ve 360 dönüş cezamızı gerçekleştirmek için
şamandıradan sonra yükselmeye devam ettik. Dönüş cezamızı atarken dalgaların da
etkisiyle şamandırayı yeni dönmüş bir tekneyle çatıştık, sancak kıçına
dokunduk. Protesto sonucunda bir 720 dönüş cezası daha attık ve yarışı 24.
olarak tamamladık. Günün geri kalan yarışlarında da 16. ve 17. olarak genel
sıralamalarda ortalardaki yerimizi koruduk.
30 Nisan:
Havanın diğer günlere kıyasla hafif olduğu bu günde dalgalarla ve akıntıyla
anlaşamadığımız için ciddi bir hata yapmamış olmamıza rağmen 19. ve 26. olarak
yarışı tamamladık.
1 Mayıs: Hava
yeniden 20-25 knot civarlarına çıktı. İlk yarışta bir genel gerinin ardından
siyah bayrak toka edildi, ancak rakiplerimiz hattı zorlamaktan çekinmediler,
biz de temkinli bir şekilde ikinci sıra olarak start aldık. Orsa şamandırasını
ön grubun içinde yedinci döndük ve pupa etabını hatasız tamamlayarak pupa
şamandırasını üçüncü döndük. Üçüncülüğümüzü
koruyarak finişe girdiğimizde komite botunda BFD olan teknelerin en başında
bizim yelken numaramız olan FRA105 ve altında on kadar tekne numarası daha
olduğunu gördük ve iyi geçen bu yarıştan BFD olarak çıktığımız için üzüldük.
Diğer iki yarışta startlarda daha temkinli olduk ve 17. ve 13. olarak orta
grubun başını çekmeye devam ettik. Gün sonunda GoPro kayıtlarını izlerken start
hattında üstümüzde olan teknelerin hiçbirinin BFD edilmediğini gördük ve yarış
komitesini protesto ettik. Jüri start hattı yeterince açık görünmediği için
GoPro kayıtlarımızı değerlendirmeye almadı ve protestomuzu reddetti. Gün
sonunda gelen hakemlerden biri bizim gibi başka teknelerin de itiraz ettiğini,
yirmiye yakın teknenin fodepar olduğunu ancak komitenin sadece dokuz tekneyi
belirleyebildiğini söyledi ancak sonuçta değişen birşey olamadı.
2 Mayıs: Final
yarışlarından önceki son yarış günü olan 2 Mayısta, 8., 11., ve 9. dereceleri
alarak günü sonlandırdık.
Toplamda 11
yarış üzerinden iki atmanın ardından genelde 16. olduk, bu sonuç bizi final
yarışlarına götürmeye yetmedi. 3 Mayıs’ta ödül töreninde yer aldık ve kupa alan
tüm ekipleri tebrik ettik.
Yarış ardından bazı çıkarımlar: 38 J80, 40 Archambault Grand Surprise ve 12 Longtze’nin bir organizasyon için toplanması ve hepsini öğrencilerin doldurabiliyor olması bizi çok etkiledi. Denizde olan tüm anlaşmazlıkların protestoya taşınması ve iki tarafın medenice derdini anlatıp, hatasını kabul edip, el sıkışarak masadan kalkması adaletin sağlanmasının yanında çok öğreticiydi. Deniz değil de karayollarında da Fransızlar bazı kurallarda çok katılar. Göbek dönen bir arabaya kesinlikle yol vermeniz lazım, o dönerken ben de kendimi atayım, aradan sığışırım diye düşünmeyin, sancak kontra gibi geliyorlar. Her üniversite takımının bir sponsoru olması, ülkemizde kanayan yaramız olan sponsorluk konusunda bizi bir kez daha üzdü. Olumsuz sponsorluk görüşmelerimizin ardından hayalimizi gerçekleştirmemize yardımcı olan Sabancı Üniversitesi ailesine tekrar teşekkür ederiz. Çoğu ülkede önemi büyük olan üniversiteler arası yelken ligleri (college league) ise yelkeni bir spor olarak icra eden gençlerin gelişmesinde ve rekabeti one design yarışmalarda tatmasına olanak sağlıyor. Bu üniversiteler arası lig yarışları diğer pek çok yarış kadar önemseniyor. Tufts üniversitesi antrenörüyle yaptığımız sohbet sırasında, sporcularının antrenmanlarının dört mevsim devam edebilmesi için kışın donan nehirlerinin buzlarını kırdırdıklarını öğrendik. Üniversiteli yelken sporcuları gerek okulları gerek okul takımlarının sponsorları tarafından oldukça destekleniyor. Hareketli salmaya sahip sınıflar dışında yapılan One Design yarışlar ise üniversiteli takımların gelişmesine çok büyük katkıda bulunuyor. Ülkemizde IRC trofelerinde yarışmakta olan bizler, bu tarz bir One Design yarışta, takım uyumunun, görev dağılımının ve mükemmelliyetçiliğin önemini anladık. En ufak hataların bile sonuçta iki üç derece değiştirmesi ülkemizde de One Design yarışmanın ekipleri ne kadar çok geliştireceğini anlamamızı sağladı.
|